Sempozyum
Detaylar
Bu sorular, Ankara'da 9 kez düzenlendikten sonra son ikisi İstanbul’da organize edilen 11. İstanbul Güvenlik Konferansı'nda ele alındı. Konrad-Adenauer-Stiftung Türkiye Temsilciliği öncülüğünde ve Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi işbirliğiyle, siyaset, silahlı kuvvetler, akademi ve ticaret sektöründen birçok üst düzey katılımcıyla, geçmişi değerlendirip, geleceğe yönelik çözüm yolları bulmak maksadıyla üç gün süren bir konferans düzenlendi.
Gündemde, özellikle Suriye, Irak ve İran dahil olmak üzere bölgedeki jeopolitik konuların yanı sıra aşırılık ve terörizm, küresel göç, enerji ve siber güvenlik politikaları gibi içerikler ele alındı. Almanya-Türkiye ilişkileri de konferansın ilgi çekici temaları arasındaydı.
“Countering global radical extremism and terrorism - rooting out radicalism: lessons learned and preventive strategies” isimli birinci panelde Alman Milletvekili Marian WENDT ve Romanya Cumhurbaşkanı’nın Stratejik İşler ve Uluslararası Güvenlik Eski Danışmanı Iulian CHIFU, uluslararası terörizmle mücadelenin zorlukları ve çözüm yolları üzerine fikirlerini paylaştı ve her ikisi de uluslararası işbirliği olmadan ulusaşırı terörizmle mücadelenin zor olacağını vurguladı.
“International management of migration and coping with mass population movements” temalı ikinci panelde Büyükelçi Ertuğrul APAKAN (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın Ukrayna Özel Gözlem Misyonu Başkanı) BM Tüzüğü ve Helsinki Anlaşması'nın önemine dair bilgiler sundu. Alman Milletvekili Matern VON MARSCHALL Almanya‘nın ve AB'nin zorluklar devam etmesine rağmen göçmenlik politikasında ön ayak olmaya devam ettiğini vurguladı. Tokyo Üniversitesi İleri Bilim ve Teknoloji Araştırmaları Merkezi, İslam ve Siyaset, Orta Doğu Siyaseti Bölümü’nden Prof. Dr. Satoshi IKEUCHI Türkiye’nin Avrupa ile Yakın ve Orta Doğu arasındaki jeopolitik konumunu analiz etti.
Üçüncü panelde, Suriye ve Irak'ta sürdürülebilir barışın sağlanıp sağlanamaması üzerine emekli Büyükelçi Selim KARAOSMANOĞLU, Dr. Carsten WIELAND (BM Suriye Özel Temsilcisi) ve Rus Uluslararası İlişkiler Konseyi üyesi Dr. Timur MAKHMUTOV’un görüşlerine yer verildi.
Dördüncü panel İsrail-Suudi-Mısır (ve ABD) İttifakının Arap dünyası ve İran üzerindeki etkileri Rusya’nın Türkiye eski Büyükelçisi Dr. Pyotr STEGNY’nin Rusya'nın Yakın ve Orta Doğu jeopolitiğine ilişkin görüşlerini iletmesi ve ABD'nin rolünü vurgulamasıyla başladı. Uluslararası Siyaset Bilimi Derneği (IPSA) Başkanı Emeritus Prof. Dr. İlter TURAN Mısır'daki mevcut belirsizlikler, Suudi Arabistan ve İsrail'in farklı güvenlik algıları ve çıkarları hakkında görüşlerini iletti. Dr. Walter POSCH, İran'ın tarihi ve stratejik çıkarlarını ve bölgedeki diğer aktörler hakkında bilgi verdi.
Beşinci panelin konusu hibrid savaşlarıydı. Emekli Tuğg. Rumel DAHIYA, ülkelerin silahlı kuvvetleri tarafından diğer devletlere yönelik kullanılabilen hibrid savaşlarının asimetrik sonuçlar doğurabileceği bilgisini paylaştı. İsrail’de yerleşik Counter-Terrorism Enstitüsü’nden katılan Jonathan FIGHEL ve Kadir Has Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet K. Han, hibrid çatışmaların uluslararası alanda giderek daha fazla önem ve yıkım kazandığını ifade ettiler.
„Challenges and opportunities in German-Turkish relations“ temalı birinci günün son panelinde Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi Alman Delegasyonu Başkanı ve Alman CDU Milletvekili Dr. Andreas NICK, Alman ve Türk toplumlarının arasındaki özel bağlara vurgu yaparken, bu özelliğinden ötürü de zorlukların da benzersiz olabileceğine değindi. Öte yandan, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nin Türkiye Delegasyonu Başkanı ve Gençlik ve Spor Eski Bakanı Akif Çağatay KILIÇ, Almanya ile eşit şartlarda, aynı göz hizasında yapılan tartışma ortamlarını özlediğini ifade etti. İlk defa düzenlenen „Tour d’horizon“ panelinde Alman-Türk ilişkilerinin geleceği tartışıldı.
Federal Almanya İç İşleri Bakanlığı Müsteşarı Stephan Mayer yapmış olduğu konuşmasında, demokrasi düşmanı olan terörizmin sadece ulusal bir mesele olmadığını, iki ve çok taraflı olarak tartışılması gerektiğini, mevcut uluslararası diyalogun ve iletişimin daha da geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Konferansın ikinci günü, Doğu Akdeniz'de barış için enerji başlıklı oturumla başladı. Alman Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Thomas BAREISS, Yakın ve Ortadoğu’daki enerji ve jeopolitik konstelasyonuyla ilgili Alman bakış açısına yer verdi. Dr. Micha'el TANCHUM (Harry Truman Enstitüsü) olası gelecek enerji politikalarına çözüm yolları bulmaya çalıştı. Prof. Dr. Mitat ÇELİKPALA (Kadir Has Üniversitesi) Türk enerji politikasının yeni stratejileri hakkında bilgi verdi.
Yedinci panelde, AB'nin Doğu Akdeniz’de bölgesel güvenlik yaklaşımlarına, sorunlara ve beklentilere yer verildi. Kıbrıs ve Suriye sorunlarının çözümündeki fırsatlar ve engeller konuşuldu. Sir Peter WESTMACOTT, İngiltere'nin Suriye ihtilafı hakkındaki görüşünü sundu. Prof. Dr. Hans-Joachim KRAUSE (Kiel Güvenlik Politikası Enstitüsü Akademik Direktörü) AB’nin Suriye politikasının henüz hedefine ulaşmadığını ve bir politika değişikliğine ihtiyaç duyulduğu sonucuna vardı. Büyükelçi (e.) Namık TAN, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine ve ulus devletlerin terörle mücadeledeki rolüne değindi.
Sekizinci panel, siber güvenlik alanındaki zorlukların ve stratejilerin ele alındığı konferansın son paneli oldu. Almanya Siber Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Hans-Wilhelm DÜNN hızlı değişen siber güvenlik alanında altyapı korumasının önemine vurgu yaptı. Ayrıca bilgi teknolojisi eğitim girişimlerinin ve siyasilerin, yöneticilerin ve iş dünyası liderlerinin kendi alanlarında politika girişimlerinin giderek daha da önem arz ettiğini ifade etti. Peter ROST (Rohde&Schwarz Cybersecurity İş Geliştirme ve Strateji Müdürü), dijital dönüşümün fırsatların yanı sıra çeşitli güvenlik sorunlarını da beraberinde getirdiğini açıkladı. Roland SUPPER (s IT Solutions AT Spardat GmbH, Viyana), organize olmuş ululslararası suç teşkilatlarının, ulusal sınırları veya ulusal düzenlemeleri göz ardı ederek, bilgi teknolojilerinin altyapısını kötüye kullanarak her geçen gün yeni yöntemler geliştirdiğini söyledi.
Konferansa ev sahipliği yapan Konrad-Adenauer-Stiftung Türkiye Temsilcisi Sven-Joachim IRMER ve Başkent Üniversitesi, Stratejik Araştırmalar Merkezi‘nden Ercan ÇİTLİOĞLU, İstanbul Güvenlik Konferansı 2018’ in siyaset, silahlı kuvvetler, bilim ve endüstri alanlarının karar vericilerini buluşturabilen bir platform olduğu sonucuna vardılar. Mevcut krizler ve sorunların çözümüne katkı sağlayabilmek adına bu tür diyalog platformlarının önemine vurgu yaptıktan sonra konferans son buldu.